Hürriyet Gazetesi –

İSTANBUL, (DHA) PROF. Dr. Oktar Asoğlu rektum kanserinde yeni uygulanmaya başlanan ameliyatsız tedavi yöntemi ile uzun vadede ameliyata ihtiyacın ortadan kalkabileceğini söyledi. Dünyada ve Türkiye’de en sık görülen kanserlerde 3. sırada olan rektum kanserine karşı ameliyatsız tedavi yöntemi hastalığın son evresinde olan hastalarda da uygulanabiliyor.

AMELİYATIN SIKINTILARI ORTADAN KALKIYOR
Liv Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Oktar Asoğlu, dünyada şu ana kadar 2 bin 500 hastaya uygulanan ameliyatsız rektum kanseri tedavisi ile ilgili şunları söyledi: “Eskiden ışın ve ilaç tedavisinden sonra bütün hastaları ameliyat ediyorduk ve kalıcı torba, cinsel ve tuvalete çıkmada fonksiyon bozuklukları oluyordu. Bunun yanı sıra rektumu çıkardığınız zaman, normal dışkılamasını yapabilmesi için sık tuvalete çıkma, zaman zaman kaçırma gibi sıkıntılar oluyordu. Bu yeni yöntemle doğru hastalar seçildiği zaman cerrrahinin getirdiği sıkıntılardan kurtulabiliyorlar. Şimdi ise hiç ameliyatsız ya da küçük bir ameliyatla yapılabiliyor. Tabii çok sıkı bir takip gerektiriyor sonrasında. Kolorektal cerrah, radyolog, nükleer tıp uzmanı, medikal onkolog ve radyasyon onkoloğunun birlikte çalışması gerekiyor. Konuya özelleşmiş merkezler, gelişen teknoloji, ilerde radyasyon onkolojisinde değişik yöntemler örneğin protonla radyoterapi gibi üst düzey teknolojilerin gelmesi, gen faktörleri gibi yöntemler işin içine girdikçe biz cerrahların işi giderek küçülecek gibi duruyor. Biz 3 yıl içerisinde bize başvuran 157 hastanın ilaç, ışın, ilaç tedavisi yaptıktan sonra cerrahi yaparak hastalarımıza ameliyatsız tedavi seçeneği sunmaya başladık. Yaklaşık 30 hastamız var ve bunların yüzde 52’si ameliyatsız tedavi protokolü içinde tedavi oluyorlar.”

YÜZDE 80’İNDE KANSER GERİ GELMİYOR
ABD’nin önemli kanser merkezlerinden biri olan Memorial Sloan Kettering Cancer Center’dan Dr. Philip Paty ise rektum kanserinde ameliyatsız tedavi yöntemi ile alakalı olarak şunları söyledi: “Tümör radyoterapi ve kemoterapi ile kontrol altına alındıktan sonra hemen ameliyata almayıp beklemenin güvenli olduğunu gördük. Hastaları takip ettik ve yüzde 80’inde rektal kanser hiçbir şekilde geri gelmiyor ancak kanseri tekrar geri geldiği hastalarda ise cerrahiyi yine çok güvenli yapabiliyoruz. Kanserin tekrar etmediği yüzde 80’lik hasta grubunda hiç cerrahisiz hastaları sağlığına kavuşturabiliyoruz ve hastalarımız bundan çok memnun kalabiliyorlar. İşte bizim bu yaklaşımımız öylesine başarılı oldu ki hastalarımızda önce radyoterapi ve kemoterapiyi deneyip cerrahiye öyle geçme şeklinde bir protokolü benimsemiş bulunuyoruz. Cerrahiden tamamen kaçınabileceğimiz hastalarımız için bu tedavinin çok büyük avantajı var. Birincisi hastalarımız bu tedavinin maliyetinden kaçınmış oluyor ayrıca cerrahinin birlikte getirdiği dezavantajlardan da kaçınmış oluyor. Kalıcı veya geçici kolostomiden kaçınmış oluyoruz. Ayrıca hastaların bağırsak, mesane ve cinsel fonksiyonları mükemmel biçimde devam etmiş oluyor.”

“EN ÖNEMLİ ŞEY ERKEN TANI, MORAL VE DOKTOR”
Rektum kanseri tedavisi gören 47 yaşındaki akademisyen Fatih Er de ameliyatsız tedavi ile sağlığına kavuştuğunu belirtti ve yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ekim ayı başında Dr. Oktar Asoğlu ile tedaviye başladık ve hayatımızda herhangi bir değişiklik olmadı. Bu tür vakalarda en önemli 3 şey erken tanı, moral ve doktor. Hiçbir zaman moralimi bozmadım. Hiç yatış süremiz olmadı. Ne kadar sağlıklı beslensem de kendime dikkat etsem de genetik yatkınlık olduğunu biliyorduk fakat biraz erken diye düşündük. Erken teşhis bu tedavinin başlangıcı.”

“HAYATIM FİLM GİBİ GÖZÜMÜN ÖNÜNDEN GEÇTİ”
Geçtiğimiz yıl rektum kanseri tedavisi gören 42 yaşındaki Buket Erkılıç da hastalığını ilk öğrendiğinde çok üzüldüğünü ancak tedaviyle hiçbir sıkıntısının kalmadığınız belirtti ve tedavi sürecini şöyle anlattı: “7 ay önce kabızlık ve kanama şikayetiyle devlet hastanesine gittim. Kolonoskopi ile rektum kanseri olduğumu öğrendim. Büyük bir şok yaşadım. Başka bir hastanede ışın tedavisi görmeye başladım ve kemoterapi gördüm. Sonrasında ameliyat olmam gerektiğini söyledi devlet hastanesindeki hocamız. Kalıcı torba olabileceğini söyledi ve çekindiğimiz için internette araştırırken bu tedaviye rastladık. 3,5 ay kemoterapi ve ilaç tedavisi gördüm. En son kontrolümde tahlillerim temiz çıktı. Ameliyatsız atlattım. İlk duyduğumda büyük bir şok yaşamıştım. Hayatım film gibi gözümün önünden geçti.”

Kaynak: Hürriyet Gazetesi