“Yaşamın Kıyısında;
2008 yılının Nisan ayında kanser hastalığının soğuk adını yüzüme 3. Defa vuruyorlardı. Ben o tarihilerde yeni doğan ikizlerimin ardından korkunç hastalığı kendime hiç konduramıyordum. Teşhisi koyan doktor yemek borusu kanseri olduğumu söyleyince yere yığıldım kaldım.
Aklımdan ilk geçen soru olan ‘’ Bu hastalıktan ameliyat olup yaşayan hastanız varmı ?’’ sorusunu sordum. Doktorun yaklaşımı bir deep freez edasıyla evet oldu. Bu evet kelimesinin telaffuzu bile oranın ne kadar düşük olduğunu hissetmeme yetmişti. Kendisi bana doktor tavsiyelerinde bulundu fakat o soğuk evet in tavsiye etmiş olduğu doktorlar hiç içime sinmemişti. Herbiri ayrı bir korku saldılar sanki içime.
Bedenim daha önce iki defa kanser hastalığı ile mücadele etmiş ve galip gelmişti. ama yaşattığı travmalar beni çok yıpratmıştı.
Hastaneden karamsar ve karmaşık duygular ile çıktım. Hangi doktora sığınacaktım, bu süreçte hayatımı kime emanet edecektim.
Ertesi gün işe geldim. Patronumla bu hastalığı paylaştım. Bir şirketin IT müdürü olarak işleri devredip ameliyat için doktor aramam gerektiğini söyledim. Kendisi bana bir yere gidemeyeceğimi ve iyileşip geri döneceğimi söyledi. Patronun pozitif yaklşımı beni mutlu etmişti. Ardından beni ameliyat edecek olan Prof. Doktor Oktar Asoğlu’na ulaşmamı sağladı.
Bu buluşma beni çok etkilemişti. Kendine güvenen yaklaşımı ve bana ayrıntılarla ne kadar zor bir ameliyat olacağımı anlatması aramızdaki güveni arttırmıştı. Bana zor olacağını söylerken sanki beni ameliyat olmadan iyileştiriyordu.
Ameliyat zamanı gelmiş çatmıştı. Ameliyat bititikten sonra iki gün yoğun bakımda kaldım. Odaya aldıklarında o odadan çıkamayacğımı düşünmüştüm.26 günlük süreçte hergün Oktar Bey ve ekibinin odaya gelmesi beni pozitif etkilyordu.26 gün sonunda beni kademe kadem eve adapte edip sonunda taburcu ettiler.
Şimdi düşen bir hayat kalitem vardı ve buna adapte olmak zorundaydım. Daralan boğazım nedeniyle yemek yiyemiyordum. Oktar hoca bu konuda inad ederek onlarca defa endoskopik yöntemlerle bu daralmanın açılması için çalıştı. Aksi takdirde ameliyat olmam gerektiğini ama bunun daha da zor olacağını en ince detayına kadar anlattı. Ve sonunda kazandık. Sağlıklı bir insan gibi yemek yiyebiliyordum.
BU zor süreçte kesinlikle içinizdeki yaşama sevincini aileniz, doktorunuz büyütür. Kendine olan güveni bu zor zamanda saniye saniye size işleyen Oktar beye sonsuz teşekkürler.
ALLAH bir defa daha yaşatmasın diyerek sağlıklar dilerim.”