“Merhaba ben Fethiye Güner. Başımdan geçenleri kısaca paylaşmak istiyorum. Bakmayın siz kısaca dediğime,aslında ne kadar uzun olduğunu bir ben bilirim bir de yukarida ki Allah.
Her şey yavaş yavaş başladı. Benim gibi yemeğe düşkün bir insan, önce öğünleri azalttı, sonra katı/kuru gıdaları yiyemeye en sonunda da bırakın yemek yemeyi su içemez bile hale geldi. Çok kısa bir zaman içinde, ki bu zaman yaklaşık 3-4 aylık bir süreç, neredeyse 20-25kg verdim. Bu zaman içinde tabi ki gitmediğim doktor,hastane kalmadı. Kimisi psikolojik dedi, kimisi genzinde balgam birikmesi var dedi, aslında onlar tam da duymak istediğim şeyleri söylüyorlardı. Bazıları da mutlaka endoskopi yapılması gerektiğini söylese de ben kaçabildiğim kadar kaçtım. Ta ki içtiğim su ağzımdan burnumdan gelene kadar. O gün hem ben hem çoçuklarım anladık ki bundan daha fazla kaçış yok, gidip ne test lazımsa yaptırıp, neyse hastalığım öğrenmem lazım diyerek, oturduğumuz semtin yakınlarında ki bir özel hastaneye gittik. Burada yapılan onca tomografi ve 2 tane endoskopiye rağmen hastalığımla ilgili net bir teşhis koyamadılar. Tek söyledikleri yemek borumun tamamen kapandığı ve acilen ameliyat olmam gerektiği idi. Ama oradaki ameliyatı yapacak olan doktora ne ben ne de çoçuklarım asla ısınamadı. Daha sonra yakınlarımız vasıtasıyla bulduğumuz Oktar Bey’e ulaşmaya çalıştık ama o hafta kendisi yurt dışında olduğu için yine tavsiye üzerine, zaman kaybetmemek adına, başka bir özel hastaneye giderek, adını bile söylemek istemediğim o teşhisi koydular. Tıptaki adı ÖZOFAGUS CA’ymış. Yemek borumun alt kısmında yaklaşık 6 cm lik bir tümör yemek borumu tamamen kapatmış. Daha sonra yine bu hastane 23 seans radyoterapi + 5 kur kemoterapi aldım. Yapılan tüm bunlara rağmen tümör sadece yarı yarıya azalmıştı ki bu tedavi sonucunda yine ameliyat olmam gerektiğini söylediler. Ama her nedense bu hastanede ki ameliyatı yapacak olacak doktora da içim hiç bir şekilde ısınmadı. Çoçuklarımın aklı yaptıkları araştırmalar sonucu Oktar Bey de kaldığı için hemen kendileriyle temas kurup, randevu alarak beni ona götürdüler.
Oktar Bey’in yanıma gelip, beni ameliyata ikna etmesi belki 3 bilemediniz 4 dk sürdü. O kadar pozitif bir insan ki bunu burada anlatmaya kelimeler yetmez. Bir pazartesi günü gidip aynı haftanın perşembe gününe ameliyat tarihi verdi. Ameliyat olduktan sonra hastanede 6 gün yattım, 4. günü tekrar yemeye içmeye başladım. Hastanede yattığım sürece günde beni 2 kez ziyaret etmesi, verdiği moral kelimelerle anlatılacak gibi değil, sadece yaşanır.
Bugün bu satırları yazarken o günlerden tam 2 yılı devirdim. Şimdi çok şükür hiç bir sıkıntım yok. Eskisi gibi yemek yiyebiliyor, içebiliyorum.
Her zaman söylediğim bir şey var; “”Allah kimseleri hastanelere düşürmesin ama olur da düşerseniz Oktar Bey gibi insanları karşınıza çıkarsın.”” Onun gibi doktorlara/insanlara bu ülkenin çok ihtiyacı. Allah ona daha uzun ömür versin ki benim gibi bir çok insana dermana olabilsin.
Fethiye GÜNER”