Tuğçe ÖZOCAK

“5 dakika içinde hızlıca derdini anlatmalı. Şimdi onların çok vakti yoktur.. Acaba doktorun yanından çıktı mı? Arasam saçma bir zaman mı olur yoksa uygun mudur? Asıl sorun, şimdi babam hastalığını anlatırken herşeyi net anlatabildi mi yoksa sakladıkları oldu mu?.. Ya yanlışlıkla anlatmayı unuttuğu, paylaşmamayı tercih ettiği bir şey olursa ve o şey çok önemli bir başka şeyin sebebiyse ve o bir başka şeyi doktorlar bulamazsa ve..

Bazen insan, ki bir kızsanız ve konu babanızsa, çok sevdikleri yakınları, dertlerini, hastalıklarını anlatırken eksik anlatacaklarını, gereksiz olur diye sormaları gereken soruları sormayacaklarını sanırsınız ve bir şeyler ters gidecek diye endişelenirsiniz. En azından ben babamın durumuyla ilgili öyle sandım. Çünkü en başından alacak olursak konu başlığımız olan Kanser bence tersti ve ürkünçtü.

Randevulara gelip, babamın hastalığı ile igili soruları ben sormak, neredeyse babamın duygularını ben size anlatmak istedim ki anlayın diye. Ya anlamazsanız diye çok çekindim. Babamın hastalığı ile ilgili süreçlerde kafamdaki soruların cevapları verilmeyince hastaneyi basmak, ameliyata girip, doğru yapılıyor mu diye kontrol etmek, biz yokken babamın hastalığı ile ilgili ne konuştuğunuzu birer birer duymak istedim. Babamın ameliyatı öncesinde akşam kaçta uyumaya gittiğinizi kontrol etmek, sabah sıkı bir kahvaltı yaptınız mı?? diye sormak istedim. Ben bu süreci kontrol etmek istedim çünkü kaybetmekten korktum, hastalığı konduramadım ve bu da benim tepki gösterişimdi. Yaşım ne olursa olsun, ben hep babamın kızıyım..

Eminim birçok hasta yakını da bunu bu şekilde hissetmiştir ve belki bunun tıbbi bir tanımı bile vardır. Babam sizlere bir teşekkür yazısı yazmaya çalışırken, eskiden işte de olduğu gibi, ‘abla ya şu yazdığımı okuyup biraz düzenlesene’ dedi ve ben geçen sene bu dönemlerde yaşadıklarıma bir geri uzandım.. Madem bu süreçte Oktar Bey yönetimine ve sürece güvendim ve fazla duygusal sorularımı kendime saklayarak sessiz kaldım, o zaman teşekkürü ben yazayım dedim ve babamın yazısını silip sizlere bu yazıyı yazıyorum.

Oktar Bey, öncelikle tüm süreci yönettiğiniz, her zaman aynı güler yüzünüzle odaya girip durumu anlattığınız ve doğru şekillerde bizi yönlendirdiğiniz için size, sonra tabii ki Kürşat Bey istikrarınızla, babamın tüm emin olamamalarını dert etmeden doğru bildiğiniz şekilde bizleri yönlendirdiğiniz için size ve ekiplerinize minneti borç bilirim. Sizlere kendim ve ailem adına da tekrar tekrar teşekkür ederim. Babam size olan sonsuz güveni sayesinde, o haliyle ailesini telkin etti, süreci anlattı ve bizde sizlere güvendik. Gece-gündüz tüm hemşireler, ekipleriniz, hastane hizmetleri hep güler yüzlü ve içtendi.

Umarım bundan sonra sizlerle keyifli ortamlarda rastlaşırız ve bu olayda bizim ailemiz için önemli bir deneyim olarak tarihte yerini alır.

Babama verdiğiniz şifa gibi her hastanızın şifalanması dileğiyle… Tekrar teşekkürler..
Sevgiler,”