Haberler.com – Üniversiteler robotik cerrahi alanında desteklenmeli

Türkiye’de ve dünyada robotik cerrahi denince akla gelen ilk isimlerden Prof. Dr. Oktar Asoğlu, Türkiye’de yeterli sayıda ameliyat robotu bulunduğunu fakat bunların genelde özel hastanelerin elinde olduğunu belirterek, “Asıl yetiştirilmesi gereken hekimlerin üniversitelerde olduğunu düşünürsek bu tür cihazların üniversite hastanelerinde olması bir gerekliliktir. Bu konuda üniversitelerin desteklenmesi gerekir.” dedi.

İnsanoğlunun kendi sınırlarını zorlamaya yönelik attığı her adım, hayata farklı ve heyecan verici bir yenilik getiriyor. Teknoloji gelişirken, tıp alanında da yeniliklerin gelmesi kaçınılmaz bir durum. Astronotların ihtiyaç duyduğu bazı cerrahi operasyonlar için düşünülen robotik cerrahi, bugün birçok hastalık için kullanılan ve etkin bir yöntem olarak literatüre girdi.

Türkiye’de ve dünyada robotik cerrahi denince akla gelen ilk isimlerden Prof. Dr. Oktar Asoğlu’nun, AA muhabirinin robotik cerrahinin ortaya çıkışı, robotik cerrahinin avantajları ve dezavantajlarına ilişkin yönelttiği sorulara verdiği cevaplar şöyle:

SORU: Robotik cerrahi fikri nasıl ortaya çıktı?
CEVAP: Robotik cerrahi, uzay teknolojisinin gelişmesiyle beraber ortaya çıkan bir yöntemdir. İnsanların başka bir ülkede ya da uzayda ameliyat edilebilmesi amacıyla ortaya çıktı ve tasarlandı.

SORU: Robotik cerrahi kısaca nedir?
CEVAP: 3 boyutlu ve 10-12 kat büyütülmüş bir alanı gösteren kamera, derinlik hissi veren bir konsolun yetkin bir cerrahın parmaklarını kullanarak yönlendirdiği robotik kollarla küçük bir kesiden dar alanda çalışma imkanı sağlayan bir cerrahi yöntemdir.

Robotik cerrahiyi doktora bağımlı, hastaya bağımlı avantajları, cihazın güçlü ve zayıf yanları olarak üç farklı açıdan inceleyebiliriz. Hekime bağlı avantajlarının başında insani durum gelmektedir şöyle ki; hekim de bir insan hasta olabilir örneğin, bel ameliyatı veya diz ameliyatı olmuş bir hekim normal bir cerrahi operasyona giremezken, robotik cerrahi ameliyatlarında sadece parmaklarını ve gözlerini kullandığı için yatağından dahi bu operasyonu rahatlıkla gerçekleştirebilir.

SORU: Peki, bu tarz bir operasyon farlı bir ülkede olursa durum nedir?
CEVAP: Robotik cerrahi ameliyatları çok uzak mesafelerden yapılabilir fakat burada tek engel, ülkelerin yasal düzenlemelerini henüz yapmamış olmasıdır. Sebebi ise etik ve ahlaki nedenlerdir. Zamanla bu sorun aşılacaktır.”Cihazı kullanmak uzmanlık ister”

SORU: Bu ameliyatları her cerrah yapabilir mi?
CEVAP: Aslında bu cihazın kullanımındaki en temel sorundur çünkü, ameliyatı yapan robot değil cerrahtır, o yüzden cerrahın bu deneyimi elde etmesi kolay değildir. Örneğin rektum kanserinden konuşursak bir cerrahın bu ameliyatı etkin bir şekilde yapabilmesi için yaklaşık 70 robotik rektum ameliyatı yapmış olması gerekir. Bu sayı yüksek bir sayı. Nedeniyse 10’dan fazla rektum kanseri ameliyatı yapan kurumlar yüksek volumlu kabul edilir. Türkiye’de kabaca 4 bin civarı yeni tanılı rektum kanseri olduğunu düşünürsek, bunların 2000 veya 2500 tanesine cerrahi operasyon yapılabilir. Bu miktarı ülkedeki iller bazında hastane ve 50 bin civarındaki doktora dağıtırsak, hekimin öğrenim eğrisini tamamlaması ve 70 robotik cerrahi deneyimini yaşaması oldukça zordur.

SORU: Cerrahların uzmanlaşması için ne yapılmalı?
CEVAP: Ülkemizdeki en büyük sorunların başında belli olguların belli merkezlerde toplanması yani santralizasyondur. Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde bu sorunu, yılda 100’den az kalın bağırsak ameliyatı yapan kliniklerin sertifikalarını iptal ederek aşıyorlar. Böylelikle belli alanlarda uzmanlaşmanın önü açılıyor. Eğer santralizasyon sorununu aşamazsak ve hekimlerimizi geliştiremezsek, gelecekte ABD’de bulunan bir cerrah ülkemizdeki tüm ameliyatları yapabilir hale gelir.

SORU: Robotik cerrahinin hastaya bağımlı avantajları nedir?
CEVAP: Robotik cerrahiye alternatif olan laparoskopik cerrahi de karında küçük bir kesiyle yapılıyor. Robotik cerrahi elimizi kullanarak, laparoskopik cerrahi ise omuzu kullanarak yapılan yöntemdir. Yani biri elinizle diğeri çubuklarla yapılıyor. Bu yüzden robotik cerrahi daha çok avantajlıdır.

Elinizle yapılan cerrahi yöntemlerinde dar alanlarda ya da kompleks cerrahiler ön plana çıkıyor. Fakat laparoskopik cerrahinin ön plana çıktığı alanlar olduğunu düşünürsek, cerrah her iki yöntemi kompetan olarak iyi şekilde kullanabiliyor olmalıdır. Hastaya ve hastalığa bağlı özelliklere göre yöntemi belirlemelidir. Robotik cerrahi erkek hastalarda pelvis dediğimiz genişlememiş dar alanda ki kadın pelvisiyle karşılaştırılırsa, kadın pelvisi doğum yapmak için yaratıldığı için geniştir, bu yüzden bu alanda avantaj sağlamaz, robotik cerrahi ve laparoskopik cerrahi bu durumda eşittir. Dar erkek kalçalarında hem onkolojik hem de sinirlerin korunarak seksüel ürünlerin fonksiyonların korunmasına olanak sağlayacağı için robotik cerrahi bu tarz operasyonlarda erkeklerde daha etkilidir.

SORU: Robotik cerrahinin avantaj ve dezavantajlarını anlatır mısınız?
CEVAP: Robotik cerrahi ile laparoskopik cerrahi arasındaki avantajlar tam olarak yansıtılamıyor. Sebebi, düşük volumlu şekilde ameliyatların yapılmasıdır. Ne kadar çok bu ameliyatlar yapılır ve uzmanlaşılırsa avantajlar o kadar net ortaya çıkar. Dezavantajlarının en önemlisi çok pahalı olmasıdır. İlk yatırım maliyeti ve yıllık bakımının finansal yönüne bakarsak; 2 veya 2,5 milyon avro ilk yatırım maliyeti. Bakımı 150 bin dolar civarı. Kurumların alması kolay değil.

SORU: Üniversitelerde robotik cerrahi eğitimi ne durumda?
CEVAP: Ülkemizde yeterli sayıda robot var fakat bu genelde özel hastanelerin elinde. Asıl yetiştirilmesi gereken hekimlerin üniversitelerde olduğunu düşünürsek bu tür cihazların üniversite hastanelerinde olması bir gerekliliktir. Aksi takdirde belirli kişilerin elinde kullanılan cihazlara dönüşür. Bu tarz cerrahi operasyonlardan elde edilen bilgi birikimi ve deneyimin aktarılması söz konusu olamaz. Bu konuda üniversitelerin desteklenmesi gerekir. Bir cerrahın yetiştirilmesi için devlete olan maliyet yaklaşık 1 milyon dolar. Üst seviye iyi bir hekim için 5 milyon dolardır. Finansal olarak devlet bu gideri karşıladığı için azami ölçüde bu hekimlerden faydalanmalıdır. Aksi takdirde yurt dışında yüksek ücretli bir iş bulabilir ve bu da ülke kaynağının heba edilmesi anlamına gelir. Bu yüzden özellikle ileri teknolojik ürünlerin alınması ve kullanılmasına bağlı uzman hekim yetişebilmesi için kapsamlı bir sağlık politikasının yürütülmesi gerekiyor.

Bilim, bilginin yazılı halde aktarılmasını kapsar. Bu, bilgi birikiminin alt kuşaklara verilmesi üniversitelerin işidir. Şayet üniversiteler bu konuda yetersiz kalırsa, bilgi belli bir zümrede sadece ticari araç olarak kullanılır.

Kaynak:Haberler.com